Televizyonun ve diğer iletişim araçlarının henüz keşfedilmediği dönemlerde, insanların en büyük eğlencesi öyküler ve masallardı. Havalar soğuyup tarlalardaki işler bitince, taşra ahalisi sobaların başına toplanır ve büyüklerin anlattıkları öykü ve masallarla eğlenirdi. Bu eserde yazar, Ukrayna halk öykülerini, eğlenceli bir mizansen içerisinde anlatmaktadır.
Karadeniz’in karşı yakasında bir çiftlikte yapılan akşam toplantılarında anlatılan öykülerin bazıları komik, bazıları ise ürkütücüdür. Öyküler güzel kızlar, yiğit delikanlılar, komplolar, cadılar, tekinsiz ormanlar, boyutlar arası yolculuklar ve büyülü define avları gibi ilgi çekici öğelerle doludur. Ayrıca yazarın, batıl inançlardan yaratılmış masalların yanı sıra batıla inanan insanlara yapılan komik oyunların da anlatıldığı öykülere yer vermesi, bu eseri eşsiz kılmaktadır.