“Tanrım! Yaşama’ya yeni yeni başlayan bu çocuk çıldırmış!”
“Hadi can, susayım gayrı. TV. de varsa, bir Western seyreder, akşam İnegöl Köftecisi’nde zıkkımlanır, erkence yatağa girerim!”
Vüs’at O. Bener’in kişiliğinin, sevgisini yaşama biçiminin, duygusal tepkilerinin, yazınsal kaygılarının, ciddiyet dolu alaycılığının, yakın çevresi ve toplum gözünde kendisini tartmalarının, ülkesine ilişkin endişelerinin örnekleriyle dolu, Bener’deki gerçek-kurmaca oyununu aydınlatan bir kitap Canım Tavşancığım.
Orhan Koçak’ın saptamasıyla, “bir yanılsama olarak kurmaca metne inanmakta zorluk çeken” Bener’in, çıplak gerçekleri incelikle dile getirişine tanık olacaksınız.
Oysa, “dille uğraşmayı” ne çok seviyorum! “Hukuk” denilen ve hiçbir çözüm getirmeyen bence, bir uğraşı gerçekten benimseyemedim hiç! Bu yüzden “tatsız”, robot bir yaratık oldum, çıktım! Bu pis bilgileri edinmezden önce, daha insandım, gene huzursuz ve huysuz, ama içimde sürekli adanmışlığını bekleyen yaratma özlemini diri tutabiliyordum. Şimdi o özlem öylesine derinlerde ve uykularda ki, tümden umud keseceğim neredeyse!
Nereye varmak istiyorum? Yalnızlık edebiyatıyla, gözyaşlarıyla, zayıflıklarla, dayanıksızlıklarla, geçici çözümlere sarılmakla hiçbir şey kazanılamaz. Basit, ilkel, çevresiyle iç içe, onlarla birlikte yaşamak, dayanmak, içtenlikle onlarla bütünleşmek. Budur mutluluğun yolu, yaşamanın anlamı! Gerisi laftır, inan ki laftır. Umarım bu gerçek anlaşılır bir gün ülkemde.
Vüs’at O. Bener’in, eşi Ayşe Ilıcalı Bener’e 1969-1987 yılları arasında yazılmış 87 mektup, Murat Yalçın tarafından yayına hazırlandı.
Canım Tavşancığım: Ayşe Bener’e Mektuplar (Ankara 1969-1987) başlıklı kitapta üç bölüm var: Ankara’dan İstanbul’a (1969-71), Ankara’dan Canterbury’ye (1979-80), Ankara’dan Lancaster’a (1987).
İlk bölümdeki 56 mektup, Bener’in Ayşe Ilıcalı’yla tanışmalarından sonraki yılların (1969-71) tutkuları ve sancılarıyla yüklü. Toplumsal dikkatler ve bireysel uyarılarla dolu 29 mektup 1979-80 yıllarının siyasi ve ekonomik krizlerini yansıtıyor. Son iki mektuptaysa 1987 kışındaki sıkıntılar öne çıkıyor.