XX. yüzyılın en etkili düşünürlerinden Jean-Paul Sartre’ın gözüpek yaşamının öyküsü Sözcükler, çoğu kez Jean-Jacques Rousseau’nun İtiraflar’ıyla kıyaslanmıştır. Sartre’ın 59 yaşında kaleme aldığı ve alışılmış otobiyografilerden çok farklı olan bu kitap, bir yazarın kendi çocukluk çağını, görülmemiş bir cesaretle yorumlayışı açısından başyapıttır. Şaşı ve çelimsiz olduğu için yaşıtlarınca dışlanan küçük Sartre’ın “sözcükler”e sığınması ve kendisini dışlayan dünyayı düşlerinde yeniden yaratmaya çalışması, edebiyat ve felsefeyle yaşamı boyunca sürecek aşk ilişkisinin ipuçlarını taşır bağrında. Aslında Sartre, Sözcükler’de, çocukluk anılarından yola çıkarak edebiyatın ve dilin, insan yaşantısındaki önemine dikkat çeker. Sartre’ın kendine karşı ödünsüz dürüstlüğünün ürünü olan Sözcükler, aynı zamanda anı kitapları ve otobiyografilerde alışılmadık, yeni bir tarzın habercisidir.