“Bir mum yakmak, tüm dünyayı aydınlatmak demektir. Siz de bildiklerinizi çevrenizle paylaşıp hemen bir mum yakın ve dünyayı aydınlatın,” diyerek yola çıkan Dormen, Yaşlanmaya Vaktim Yok adlı yeni kitabında sanata ve hayata dair tüm deneyimlerini içtenlikle paylaşıyor.Küçük Sahne’de sergilenen Cinayet Var adlı oyundaki dedektif rolüyle ilk kez seyirci karşısına çıkan Haldun Dormen, o günden bugüne dek yüz binlerce kişinin kalbine dokundu; kâh güldürdü kâh ağlattı. Hâlâ ilk günkü gibi coşku ile devam eden sanat yaşamında sergilenecek oyunları, turneleri, TV programları ve yetiştirdiği öğrencileri olunca yaşlanmaya vakit bulamıyor. Bu kadar işi bir arada yürüttüğü için kendisine “Yahu yorulmuyor musun?” diyenlere de “Benim yorulma yeteneğim yok galiba,” diye yanıt veriyor. Onun Erol Günaydın, Altan Erbulak, İsmet Ay, Yıldız Kenter, Semiramis Pekkan, Mustafa Alabora, Göksel Kortay, Nevra Serezli gibi sanatçılarla olan anılarını; İngiltere’de İngilizce oynanan ilk Türk oyunu Nalınlar serüvenini; ilk zamanlarda oğlunun da kendisi gibi sanayici olmasını isteyen babasının “Ne yaparsan yap en iyisini yap oğlum,” sözünü kendisine ilke edinmesini; “Hayatımda üç kadın sevdim,” dediği üç büyük aşkı ile yaşadıklarını bir solukta okuyacaksınız.“Bu kitabı yazmaktaki asıl maksadım yaşadıklarımı gençlerle paylaşmak ve kapattıkları umut kapılarını onlara yeniden açtırmaktır. Umut varsa hele biraz da azim olursa her şey nasılsa yoluna girecektir. Umutsuz yaşamın hiçbir anlamı, hiçbir rengi yoktur. İnsan umutsuzluk girdabına kapılırsa yok olup gitmesi işten bile değildir. Güler yüzlü umut, her an kapının arkasında sizi beklemektedir.” (Tanıtım Bülteninden)